Yapı malzemeleri tedarikçisi olan Saint-Gobain Grubu, 2003 yılında benimsediği sürdürülebilirlik anlayışını, aynı yıl Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne imzacısı olmuş ve 2009’da uyum programı ile bu alandaki bilincini resmiyete dökmüş.
2015’te 10 yıllık hedefler belirleyen Grup, 2019’da ise Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin 2050’ye kadar net sıfır karbon hedefine taahhütte bulunmuş.
“2030 yılı bizim için mihenk taşı”
Saint-Gobain’in, hedeflerine ulaşmak için 2030 yılına kadar her yıl, yılda yaklaşık 100 milyon euro bir sermaye harcamayı ve Ar-Ge bütçesi ayırmayı taahhüt ettiğinin bilgisini veren Saint-Gobain Türkiye Pazarlama Direktörü Aslı Çelik, “Saint-Gobain Türkiye ise 2030 yılına kadar yaklaşık toplam 50 milyon euro sürdürülebilirlik yatırım harcaması yapmayı öngörmektedir.
Zaten inovasyon ve sürdürülebilirlik çalışmalarına baktığımız zaman zaten Grubun bu çalışmaları ile uzun yıllardır küresel olarak yapılan birçok sıralamada ön sıralarda yer aldığını gözlemleyebiliyoruz. Mesela 450 milyon eurodan fazla yatırımı ve yaklaşık 900 projesi ile Saint-Gobain, Clarivate Analytics’in 2011 yılında dünya çapında belirlediği “En İnovatif Firmalar” listesinde, ilk 100 şirketin içerisinde yer almıştır. 2021 yılına geldiğinde ise bu istikrarını sürdürerek üst üste onuncu kez dünyanın en yenilikçi 100 şirketinden biri seçilmiştir. 2020 yılında ise Wall Street Journal’ın da ‘Dünyanın En Sürdürülebilir Şirketleri’ sıralamasında 20’inci sırada yer almıştır” dedi.
Operasyonlarından kaynaklı karbon emisyonlarını azaltmak için çalışmalarını sürdürdüklerini, kapsam 1 ve kapsam 2 emisyonlarında 2017’ye kıyasla 2023 sonunda yüzde 20 karbon salımı azaltımı sağladıklarının bilgisini veren Aslı Çelik, “2050’ye kadar karbon emisyonlarını sıfıra indirme hedefine ulaşmak için çalıştıklarını belirten Çelik, “2030 yılı bizim için bir mihenk taşı.
Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarımızı 2030’a kadar yüzde 33 azaltma taahhüdümüzün yanı sıra, endüstriyel su tüketimini yarı yarıya azaltmayı, geri kazanılmayan üretim artıklarını yüzde 80 oranında azaltmayı ve geri dönüştürülmüş hammadde kullanımını artırmayı hedefliyoruz. Aynı zamanda, tüm ürün gruplarımızın Yaşam Döngüsü Analizlerini 2030 yılına kadar tamamlayacağız” diye konuştu.
Hammadde kaynaklı karbon emisyonlarının azaltılması için daha düşük karbon ayak izine sahip alternatif hammadde kullanımlarına yönelik Ar-Ge çalışmalarına devam ettiklerini söyleyen Çelik, “2023 yılında 9 bin tona yakın hammadde kullanımı kaynaklı karbon salımının azaltılmasına katkı sağladık. Tüm tesislerimizde tüketilen su miktarları düzenli olarak izleniyor.
Su kullanımına yönelik çalışanlara verilen eğitimler ve sistemsel iyileştirmelerle öncelikli olarak israfı önlemeye, kaynakta azaltmaya odaklanıyoruz. 2017 baz alındığında 2023 yılı sonunda tüm tesislerimizdeki su tüketiminde yüzde 17’lik azalma sağladık. 2030 yılındaki hedefimiz olan yüzde 50’ye ulaşmak için atıksu geri kazanım projeleri üzerinde çalışıyoruz” dedi.
Temiz enerji kullanım oranı %43
Güneş enerjisinden elektrik üreten tesisler üzerine odaklandıklarını söyleyen Çelik, “Adana fabrikamız bu konuda öncü tesislerden olup 2012 yılından beri güneş enerjisinden elektrik üretimi yapmaktadır. Sertifikalandırılmış temiz enerji tedariği konusunda uzun vadeli anlaşmalar yaptık, 2024 yılının ilk çeyreğinde temiz enerji kaynaklarından üretilen enerjilerin tesislerimizde kullanım oranı yaklaşık yüzde 43 olarak gerçekleşmiştir” bilgisini verdi.
“Avrupa önemli bir adım attı”
Avrupa Birliği Parlamentosu’nun kanunlaştırılması beklenen direktife göre AB üyesi ülkelerde 2030 itibarıyla tüm yeni binaların sıfır emisyon kuralı dahilinde inşa edilmesi gerekmesi kararını değerlendiren Saint-Gobain Türkiye Pazarlama Direktörü Aslı Çelik, “Bu karar, Avrupa Parlamentosu’nun Avrupa’nın enerji dönüşümüne yönelik çok önemli bir adım attığını gösteriyor. Yeni kuralların odak noktası, binaların enerji tüketimini ve sera gazı emisyonlarını azaltması üzerine sektörde geniş kapsamlı etkilere sahip olabilir. Binaların enerji tüketimini ve sera gazı emisyonlarını azaltarak iklim değişikliğiyle mücadelede etkili bir rol oynayabilir” dedi.
Geri kazanılmayan atığı yüzde 89 azalttık
Üretim hattında çıkan atık olabilecek maddelerin büyük bir bölümü döngüsel süreç çerçevesinde üretimlerde tekrar kullanımına önem verdiklerini söyleyen Çelik, “Tüm tesislerimizde oluşan geri kazanılmayan atık miktarında 2017’den 2023’e kadar yüzde 89 azalma sağladık” dedi.